Ana SayfaHaberlerAnılarVideolarİddaaNefes

Pankart.Tr.Gg l Türkiye'nin Tribün Arşivi

Anılar

Demir Spor - Mersin Spor 1998
 
 Yıl 1998 mersin i.y. konyaspor maci var mersinde.bizde konyalı kardeslerimizi desteklemek ve bizle olan maclarında elimize geciremedigimiz mersinlileri gormek için(polise duacıdırlar hep) 20 kişi toplanıp demirsporlular olarak mersine gittik.neyse mac bitti mac cıkısı konyalı kardesler bizi adanaya birakmak istediler "biz trenle doneceğiz dedik" tam ciktik atkılarımız formalarımız ustumuzde mersin sahil yolunda 400-500 tane mersinli onumuzu kestiler.( tabi onlar biz oyle lay lay lom gidiyoruz sanıyoar smile.gif tam userimize gelirken yanımızda agır agır bizi takip eden arabanın içinden zırhları alıp ve ustlerine saldirmamız bir oldu.nasıl kacıyolar 20 kişiden biz de burger king onunde yakaladıgımız mersinlileri biras örseledik.tam 13 yaralı verdiler 2 si agır.bu anı mı da hic unutmam.. (bu arada yaralının biri de niğdede macta polis olarak karsıma ciktismile.gif meğersem polis olmus sonra kasini patlatmıstım bende) ucuz kurtulduk.bu olay mersinle olan mevzuularımızın sadece bir tanesi.

 O olaydan 1 yıl sonra da adanaya geldiklerinde arkadaslar otobusun içine dalıp zırhlarla basından girip otobusun sonundan cıkmıslardı artık kime kac darbe geldiyse bilemiyorum. burada da cok yaralı 2 tane koma vardı (allahtan ölmediler) bu olaydada uzuldugum polis 1 kişiyi yakaladı bizden. ertesi gun gazetelerde 30 tane zırhın ununde bu arkadas poz veriyor.
 
BJK - Bursa 1994
 
 Sene 1994 bahar ayları ramazandayız beşiktaş deplasmanına gidiyoruz takımın durumu kötü 2 otobüs haşimişcandan hareket ettik. 1 minibüste arapşükrünün çocukları geliyor. bizim ufaklıklar bıçakçı dükkanlarını ziyaret etmişler 50 den fazla döner bıçağı var tayfa çok sağlam. maç 0-0 bitiyor beşiktaşlılar kuduruyor. emniyet bizi beşiktaşlılarla aynı anda salıyor, bizim salak şöförler otöbüsleri deniz kenarına tam dolmabahçe sarayının yanına çekmişler.kol kola girdik otobüslere gidiyoruz,beşiktaşlılar saldırmak için birbirlerini gaza getiriyorlar ama yemiyor, otobüslere biniyoruz abartmıyorum 2 bin beşiktaşlı otobüsleri çeviriyor sallayıp taş atıyorlar, derken arka kapıdan emanetlerle atlamaya başlıyoruz yemin ederim çil yavrusu dağılıyorlar, bağırıyoruz '' süleyman erkek yolla bunlar kaçıyor'' otobüslere biniyoruz kaçmayı sindiremiyorlar yine toplanıp geliyorlar biz gene inip kovalıyoruz bu arada bazı beşiktaşlılar yaralanıyor, sadece maç günleri dolmabahçeye yanaşan boğaz motorları yolcu kapmak için üsküdar- kadıköy diye bağırırken,ambulans polis diye hoperlörlerinden bağırıyorlar,derken polis geliyor bizim çocuklar polisede döner sallayınca paket servis oluyoruz,14 er kişi beşiktaşa bağlı olan beşiktaş,ortaköy,arvavutköy,bebek,dikilitaş levent,etiler karakollarında geceyi geçiriyoruz toplam 105 kişi göz altındayız ertesi gün başkan murat gülez ve rahmetle andığımız AS BAŞKAN NUR ÖĞÜNÇ'ÜN KATKILARIYLA 84 kişi serbest kalıyor geride kalanlar taksim ilk yardımda yatan yaralı beşiktaşlıların karşısına teşhise gidiyor,6 kişi tutuklanıp bayrampaşa cezaevine gönderiliyor,16 gün sonra onlarda serbest kalıyor, beşiktaşlılar bu olayda taksim bayırına doğru kaçmıştı, 1997 de ki olaylarda ise beşiktaşa doğru kovalamıştık, bir daha ki sefere karaköye doğru kovalıycaz.
 
Göztepe -Denizli 2001
 
 Saat 09:30 da Çınar meydanından hareket eden 13 otobüs tezahüratlar eşliğinde izmire yola koyuldu.Saat 14:00 de izmir-aydın otoban'ın çıkış gişelerinde polis tarafından durdurulduk.Denizli'den gelen taraftarlar olarak polisin yaptığı aramada en çok üzüldüğümüz nokta kaptırılan emanetlerin yanında, polis'in yarım şişe viskiyi zuladan bulması olmuştur.En sonunda 14:30 da stada ulaştık ve üsttaraf'ın sağ balkonunda ÇAMLIKLILAR grubu olarak yerimizi aldık.Maç baslamadan once takımımızı çağırarak konfeti şovumuz goztepelilerce şaşkınlıkla izlendi.Maçın başlamasından itibaren doğru dürüst net atağı olmayan Göztepe takımı 2.yarı 1-0 öne geçti.Hakemin yanlı tutumu ve 10 kişi kalmamıza rağmen Denizlispor Ali Tandoğan'ın frikik,Doğan Seyfi'nin boş pozisyonda topu kaleye atamaması,Levent'in topu kaleciye nişanlaması vb. pozisyonlarla atak futbolunu sürdürdü.60. dakikada yaktığımız 6 meşaleyle şaşkına donen yalı ve tepecik grubu bulundugumuz balkon tribununden havaya doğru yukselen mesale dumanını saskınlıkla izledi.Denizlisporumuz En sonunda +90 da Çoşkun'un attığı golle beraber skorda eşitliği sağlamayı bilmiştir.Tabi bu golle beraber maçın bittiğini farzedip sevinen Göztepe taraftarınıda birden susukunluğa bürümüştür.O dakikadan sonra İzmir'deki Denizlililerle birlikte yaklaşık 2500 kişi olan Denizlispor taraftarlarının "sustu i... " tazahüratları stada hakim olmuştur.Bu tezahüratı maçın bitmesiyle beraber takımın çağırılması,biz sizin babanızız biz ne dersek o olur ve egenin gururu Denizlispor tezahüratları izlemiştir.tabi 66 tezaratıda unutulmamıstır.

 Her yönüyle ege'ye yakışan bir maç oldu.Göztepe taraftarı na küfürsüz tezahüratlarından dolayı teşekkür ederim.Fakat Göztepe amigosu İsmail Kocaoğlu'nun maçtan sonra tribünü altına gelip beyler biz sizin otobüslerinizi taşlatmadık,benim oğlum atv de yeni hayat dizisinde oynuyor ben böyle amigoyum demesini bir türlü anlayamadım.Öncelikle otobüs taşlatmakla delikanlı olunmaz.2. olarak biz otobüsü taşlamanızdan filan çekinecek adam değiliz.Her zaman heryerde hertürlü olaya varız.3.olarak oğlunun atv de dizide oyunuyo olmasının bizim maçla ne alaka olduğunuda anlayamadık.
 
Oraya Gömdük ! / (Çarşı)

Dedikya bir kere, "Beşiktaş ya ruhumuzdadır, ya da hiçbir yerde..."

Bizki en sağır kulaklara fısıldardık: "Burası İnönü burdan çıkış yok oğlum, yok kızım " diye... Burası İnönü; golden sonraki sevinçle başlar ölüm-kalım savaşı; Beşiktaşımızın üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "Beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana"

... Gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdır artık. Ve, bir Kartal seyretmektedir bunları gökyüzünün en yüksek noktasından süzülürcesine... Beşiktaşlı olmak sadece "taraftar" olmak anlamına gelmez. Taraftarlığı da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktır... İşte o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlık gibi dans ederler tribünlerde...

Dedikya; burası İnönü! Burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. Mabedimiz İnönü kutsaldır bizim için. Kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra Kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "Haydi Kartalım... Haydi Beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...

Çünkü sen 12. Adamsın!

12. Adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, hep pozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. Giydiği 12 numaralı formanın hakkını verir. Akıttığı terden güneşte çay demler. Maçı Kartallar edasında koparır, kazandırır. İnönü'de maç oynanırken orada olamayan 12. Adamların gözleri açık gider ölüme.

12. Adamlar zor bulunurlar... Öldüklerinde İnönü'nün Beleştepe'sinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini İnönü'nün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. Ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. Adam giydiği Kartal Baskılı ÇARŞI Formasını stad yapılırken İnönü'nün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. Şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... Ve, artık sahada 12'ler savaşmaktadır.

Forma nerede mi gömülü? Eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... '12.Adam Çarşı Forması'nı yaptığımız ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:

İnönü'ye karanlık çöktüğü zaman

Dışarıda yağmurlar yağdığı zaman

Tibünlerde ÇARŞI coştuğu zaman

Haydi bastır Şanlı Karakartalım...

O forma Beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm Kartallara hitaben oraya gömülmüştür. Dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.

Bir ömür de bizden Kartalım... Bir ömür de bizden Beşiktaşım...

Tüm Kartallara selam olsun.
 
Karınca Ezmez Şevki / Hürriyet

 Bir fenerbahce maci sirasinda ugursuz geliyor diye kendi taraftarimiz tribunden asagiya atilan, kirilan kolu yanlis kaynadigi icin kesilen, kendi camiasindan vefasizlik disinda hic bir sey gormeyen ve 2000 senesinde sefalet icinde vefat eden galatasaray'in ilk amigosudur.

* 1948 model bir opel kapitan taksisi, ceketinin mendil cebinde de içi su dolu küçük bir vazosu vardı. arabanın dışı bej, içi rengarenk sarı kırmızıydı. vazoların içinde su, onun içinde de sarı kırmızı karanfilller arabaya bambaşka bir hava verirdi. içeri giren müşteri adeta sarı kırmızı renklerden oluşan bir dünyaya adımını atardı. müşterilerine fevkalade saygılıydı.

* diğer takımların fanatik taraftarları onunla dalga geçmek isterdi. o, hiç cevap vermez, bilakis onları sevgi ve saygı ile kucaklardı. hatta ve hatta sorarmış: ‘‘sevgili kardeşler, paranız yoksa, başka zaman verirsiniz.’’

* yıllar sonra arabası büyük bir kaza geçirdi. g.saray spor kulübü'nden istediği tek şey ona bir araba almalarıydı. ve şöyle derdi: ‘‘ben size bunu her ay taksitler halinde öderim.’’ ancak ne yazık ki, onun bu arzusu hiçbir g.saray yönetimi tarafından yerine getirilmedi. hep lafta kaldı.

* hastalığında başucunda kızkardeşi ona sahip çıktı. tek kolu kesildi. son yılları büyük sıkıntı ve acılar içinde geçti. o, büyük bir g.saraylı idi. ama ne yazık ki, g.saray onu çok çabuk unuttu.

* öldüğü odanın kapısından duvardaki boyalarına, yatağındaki çarşaflarına kadar hepsinin renki sarı kırmızı idi. en önemlisi de bağcılar'daki bu evi kendisinin değil, kardeşinindi.

* küçük odasında onu en çok teselli eden iki büyük fotoğraf vardı. biri taçsız kral metin oktay'ın, diğeri g.saray kaptanı turgay şeren'in. kardeşi aynen şunu söylerdi: ‘‘her sabah yatağında doğrulur, bu çok sevdiği iki g.saraylı için dua eder ve gözyaşlarına boğulurdu.’’

* metin oktay'ın ölümü ona çok dokundu. ve odasındaki fotoğrafın altına bir vazo çiçek, her gün sarı kırmızı güllerle, karanfillerle değiştirilerek, metin oktay'ın hatırasını yaşatırdı. çok duygusal bir adamdı.
GS: 4 - FB: 2 1997

 Tarih 20 temmuz 1997..gs-fb tsyd kupa maçı..maçtan yaklasık 3 saat evvel içeri girdik..yanımda 6-7 kişi var..gs yeni açığın üstünün tamamı dolmuş,bize ayrılan yer ise neredeyse full..tsyd kupası olduğu için,statü gereği rakip taraftarada stadın yarısını veriyorlar..kapalıda bize ayrılan bölgeye metin abiler geçmiş,o zaman nilüferin hit şarkısı olan şarkıya yapılan beste söylenmekte,hafif hafif..biz apaçiler eski açıkta gs lileri gaza getirmekle mesguluz..bir iki kez edilen küfüre 10 dakikalık cevap veriliyor..bizim isteğimizde bu zaten,şimdi bağırsınlarki maçta sussunlar..metin abiler besteyi şekilllendirmiş,gs kapalısını çıldırtıyor..ama ne çıldırma,ne yapsalar bozamıyorlar ahengi..benim aklım yerinden çıkacak..hayran hayran kapalıya bakıyorum..ahhhh orda olsam..nasip açığa deyip besteye devam,'' kadıköye gelmek böyle g.. isteeeeeerrr... maç istediğimiz gibi gitmiyor maalesef ve gs ye 4-2 yeniliyoruz..tek tesellimiz hazırlık maçı olması!!hani biri kupa maçıydı dese onada bahane hazır:olum kim takar tsyd yi..maçın son 5 dakikası kapılar açılıyor,içimizden biri hırsını alamamış-hadi şu gazeteleri toplayıp yakalım diyince,apaçi gençlik etrafta ne kadar gazete vs yanıcak ne varsa bir araya getiriliyor..bir çakmak,sonrası topuk..aşşağı inince ayının birinin gelmediği farkediliyor..biri yukarı çıkıp anında aşşağı inince sorular peş peşe_nerede olum bu deve??
-valla adam ateşin başında ısınırken polis coplamaya başladı,diyinmce bizim makaralar koyuveriliyor..tabi onu emniyet teşkilatıyla başbaşa bırakmaya gönlümüz razı olmadı..aldık polisin elinden..sonra büyük bir baş ağrısıyla eve.......

 
BJK - FB 1990

Sene 1990 ...inönüde ilk defa isiklandirilmali mac oynanacak...koskocaman isiklar yapildi heyecanla TSYD KUPASI fb macini bekliyoruz....Mevzularin her mac feci sekilde koptugu hafta arasi hafta sonu her sekil SAVASIN icinde oldugumuz bir hava....maca her zamanki gelenek olan geceden sabahlamayla basladik...yaz geceleri sabahlamak zaten cok mu cok daha güzel oluyordu...müthis bir teskilat toplanmisti yine herzamanki gibi herkes o bicim hazirlikliydi(EMANETLI) Gece 500 kisinin kafasi güzel olduktan sonra semtimizi fenerlilerin gelebilelcegi tuzak kurabilecegi her yere kadar aradiktan sonra gelmediklerini anladik..

 Sabah oldu teskilat bozulmadi...macin ilk defa gece oynanacak olmasi sabahlama ruhunu simdiden bozmustu...Sabaha teskilat mecburi bir sekilde bozulmadi....Fenerliler gelecek senelerde olacagi gibi degil ögleden önce 11 00 civari stada inis yaptilar.. (birkac sene sonra guruplar saat 15 te falan inmeye basladilar)

 Fenerliler bizi stadin etrafinda görmeyince her zamanki gibi CARSI HANI NEREDE HAVALARINA KAPILIP kapaliya sahip cikacaklarini sanmaya basladilar...Sevindirik olup gaza gelip sagda solda bilet almaya calisan stadin etrafinda gezen mevzularla alakasi olmayan yasli genc KARTALLARA saldirip atkilari gasp etme veya üstlerine cok kisi cullanma gibi büyük icraatlarina basladilar! Geceki teskilatimiz bozulmamis kafalar yerine gelmis yorgun olanlar dinlenip hazirlanmaya baslamisti...Fenerlilerin stadtta bulundugu haberi bize ulasinca son hazirliklar son kacmama YEMINLERI edildi ve herkes birbirine kenetlendi....Semtimizi basmis ve CARSI gelemez havasi icinde olan fenerliler ORDUMUZ yeni acik tarafindan yokus asagi tepede dizildigi an ALEMIN KRALLARI olan fenerliler RENK degistirmeye basladi, yukaridan BÜYÜK BIR HURAAAAAAAA cekildi (bu arada fenerliler de geleneklerini devam ettirp biz cektikten sonra hurraaaalarini cektiler) Inanilmaz ama herzamanki gibi ayni kenetlenmis havada ve BESIKTAS icin semtimiz icin canimizi vermeye hazir sekilde saldiriya gectik....Fenerilerde YAZIN GÜNES SICAGINDA cekildigi zaman parlamaya baslayan sifir dönerlerini cektiler.. Birbirimize büyük bir hisimla yaklastik ortada büyük bir metal CARPISIMA oldu. Semtimizi istila etme cürretini gösteren fenerlilere acimadan vuruyor,onlarda verebildigi kadar karsilik vermeye caliyisor ama direncleri saniyeler icinde eriyip gidiyordu...KENETLENMIS halimiz müthisti..Sansina bize bir yara verdiler biz onlara 2 yara verdik ve asagi sahile dogru o BÜYÜK SAGLIK KOSUSU diye bildigimiz deyim basladi.. Fenerliler emanetleri yerde veya hala ellerinde CARL LEWIS hiziyla kosuyorlar ve bu görüntü onlar adina komik bir hava veriyordu..Kapalinin önünden defettikten sonra fazla kovalamaya devam etmedik...Polisler olay yerinde müdahaleye baslarken fenerlilere karsi ELDE ETTIGIMIZ BÜYÜK ZAFERIN havasi kapalinin önünde esiyor o efsane ellerin elinde düsen parlak parlak dönerler DÜSMAN KANIYLA bulasmis bir sekilde bütün yolu kapliyordu..

 Fenerliler aci bir sekilde carpismayi kaybetmis, ondan önce atmis olduklari naralar bir taraflarina girmisti.Polisin basmasiyla teskilat dagilmisti...POLIS bizi didik didik ariyor herkes SEMTE dogru yönelmis alinti olmamak icin tüm hiziyla kaciyordu...gurubu kaybettikten yarim saat sonra semtin yakinlarinda tanidiklari buldum,ama teskilat bu büyük mevzudan sonra stada tekrar inemiyor polislar daha yolda bizi iceri almak icin barikatlar kuruyordu..

 Semtimizde bekliyorduk.. mola verdi, NE DE OLSA SAVASI KAZANMISTIK.. Biz niye bir daha gelelim.. Fenerliler müthis olimpiyatlara tas cikartacak KACIS MARATONLARINDAN sonra tekrar birbirlerini bulmuslar yenilgiyi hazm edemiyorlardi.. CARSI nerde gelsin bir daha diye inim inim inliyorlardi, ama zavalli tayfalari semte inmeyi göze alamiyor tekrar stadin önüne dogru yöneliyordu..Ben ise tekrar bir gurupla berbaber stadin önüne indim...Macin baslamasina 2 saat kalmisti, tahriben 3 saat önce patlayan büyük mevzunun kalinitlari ve o atmosfer hala kapalinin önünde esiyordu ve onu söylüyorduk.. Biletler tükenmeye yüz tutmadan kapali biletlerimizi alip iceri girdik..Tribünde oturmayi birakin sahaya bir göz bile atmadan iceri girdikten sonra hemen KAPALININ PARMAKLARINA YAPISTIK VE ASAGIYI SEYRETMEYE BASLADIK..

 O anda mevzu zamani yukari taraftan geldigimiz yerden 50-60 kisilik süpheli bir kalabaligin yaklastigini gördüm, bizimkiler mi diye sevinirken FENERLI SIMALAR GÖZÜME CARPTI.. Stadin önüne  s*kilmis BESIKTAS diye indiler ve aninda polisin kordonuna girdiler....bunlari duvara dizen polis bir bir üstlerindeki emanetleri topluyor kelepceleri takip onlari devriye arablarina götürüyordu... Polis kordonuna yakalanmayan bir kaci ise kapalinin önüne gelmisti.. Ben yukaridan SIKTIR OLUP GITMELERINI ve bir daha inönüye gelmemeleri icin bagirmaya basladim.. Köfte arabasindan kaptiklari EKMEK BICAKLARINI bize yukari dogru firlatmaya basladilar.. BICAKLAR AYAGIMIN YANINDAN iceri dogru ucusuyordu.. biz de yukari da elimize ne gectiyse asagi yagmalamaya basladik..Bu arada asagisi tekrar hafiftan karisti,bizden paso cisim yiyorlardi kafalarina.. Ortalik sakinlestikten sonra asagida toplanmislardi,kendilerini dakiklar gectikce yine KADIKÖYDE sanmaya baslamislar eller arkaya atilmis kral gibi beklemeye gectiler SANKI 3 SAAT ÖNCE KILOMETRE REKORLARINI BEN KIRDIM.. SANKI 3 SAAT ÖNCE ALDIKLARI YARALAR DURMUYORDU her taraflarinda..Hepsi belli ‘sisli etfal’yapmis geri gelmisti....

 CARSININ gelmemesi büyük bir gizemli hava koymustu ortaya.Fenerliler biletlerini alip kendilerini iceri attilar ve olasi bir IKINCI SAGLIK KOSUSU yapmayi engellemis oldular.. icerisi ZAFERIN BILINCINDE staddan takisime saglik kosusu diye inliyor bu yüzsüzler herzamanki gibi sanki hic mevzu olmamis daha demin önümden kacmamislar gibi yerlerini aldilar ve tezeratlarina basladilar.ilginc olan sey DELIKANLI KARTALIM AKSAM NERDERYDIN laflariydi.. Vallahi biz burdaydik zaten burda oturuyoruz siz nerdeydiniz?!Mac basladi BIZIMKILER HALA KAPALIYA GELMEMISLERDI.. Acaba polis semti basip alinti mi yapti diye merak ediyorum ve mac beni hic ilgilendirmiyordu.. Utanmasam semte dönecektim...ZATEN 3-1 ÖNDEYDIK MALUM KARIMIZ SIYAH BEYAZI görünce dayananamisti yine.. dakika 75 olunca kapalinin kapilari aciliyirdu o zamanlar....ben hemen firladim olasi bir carpismaya mactan sonra hazirlanmak icin....EMANETIMI MACKA PARKINDA saklamistim.. Tam ben disari cikarken kapilara 25-30 kisilik bir gurup yöneldi ve kalbim sevincten atmaya basladi.. RAHMETLI SONER, AYHAN, Selim abi , Sari, GAVUR ALI, Mostura kemal, Sevsek ali kafadalardi..

 DERIN BIR OOOOOOH cektim.. Hepimiz ayni hiz tekrar iceri daldik, polisin bizi fenerlilerle ayirdigi sinira cok yakin bir yerden ciktik ve tüm kapali yukaridan itislerimizden anlamis olacak CARSI GELDI laflariyla gözleri bize cevirdi...bu calkalanmayi farkeden fenerliler de bütün kapali olarak gözlerini bize cevirdi... O arada gavur ali(SONRADAN FENERE DÖNDÜ!!!) kapalida bir cember seklinde bosluk actirdi, ortalik bosaldi.. Ne yapacak diye bakiyordum kendi etrafinda elinde birsey ile dönmeye basladi ve tüm gücüyle sahanin ortasina firlatti.. SAHALARIMIZA INEN ILK SIS BOMBASI IDI BU AYNII ANDA TÜM GURUP .ikilmis fener DIYE BAGIRMAYA BASLADIK.. Tüm fenerliler ayıp olmus bizi izliyordu..harika bir duyguydu..

 Polislerin ardindan yine bir sene önce bizden fenere (BENIM CEKETIMLE) dönmüs olan facali ali, caymaz, pepe metinler tehditlere basladilar, sanki DISARIDA MADARA ETMEDIK.. sahada da madara ettikten sonra mac bitti ve hepmiz SIKI bir sekilde disari ciktik...polisin almis oldugu önlemler dolayisiyla birbirimizi bulamadik fenerlilerle, herkes semtlere ve evine dağıldı.
 
80.000 Kişilik İzmir Derbisi

Karşıyaka - Göztepe (80.000 lik dev maçtan bir anı) 1979 senesi Göztepeyle amansız şampiyonluk mücadelemizin en renkli ve en heyecanlı maçına sadece bir gün var , kazanırsak şampiyonluğumuzu resmen ilan edip , senelerin özlemi birinci lige yükseleceğiz , yenilirsek umutlar bir başka bahara kalacak, beraberlik durumunda son hafta Bandırmaspor ile deplasmanda oynayacağımız maçımızı muhakkak kazanmak durumundayız, işte böyle bir atmosfer var...gelin şimdi 1979 a gidelim ve o maçı hepberaber tekrar yaşayalım...
MAÇTAN ÖNCEKİ GECE KARŞIYAKA Tüm semt öylesine heyecanlı ki , daha maça bir gün olmasına karşın , bütün hazırlıklar yapılmış maç saatini iple çekiyoruz , Karşıyaka Çarşısı bir gelin gibi süslenmiş durumda, Çarşı ana cadde de ve her sokakta devasa onlarca bayrağımız nazlı nazlı dalgalanıyor, maça gidecek dev bayraklarımız , flamalarımız , stadda atacağımız binlerce konfetimizin hepsi hazır, gündüz vakti olmasına rağmen bazılarımız maçın havasına daha o saatlerde girmiştik , Çarşı da ve Sahilde üçlü beşli gruplar oluşmaya başlamıştı bile , bu maça hafta içi alınan bir kararla bütün taraftar sabaha karşı saat beşte iskelede buluşup öyle gidecektik...Akşam olup alacakaranlık çöktüğünde Çarşı ve Sahilde üçlü beşli grupların sayısı epeyce arttı, saat oniki olduğunda bahsettiğim bu üçlü beşli guruplar hepimiz Çarşı girişinde toplandık, sayımız takriben bin kişi kadardı.Ve toplanan bu kalabalık başladık zamanın Karşıyaka tezahüratlarını yapmaya, bütün Çarşı gümbür gümbür inliyordu, ilerleyen zamanda kalabalık dahada arttı, yaklaşık bir saat süren bu muhteşem buluşmanın sonrasında , kimler hangi bayrağı alacak, kimler konfeti kolilerini alacak planları yapılıp , yine üçlü beşli gruplar Çarşı ve Sahilde saati beş yapmak için voltalara başlamıştık... SAAT SABAHA KARŞI 00.05 KARŞIYAKA İSKELESİ Tüm taraftar sözleşildiği üzere saat beşte iskeledeydik, sayımız ikibini aşkındı, inancımızın göstergesi olsun diye , yer gök inleyecek şekilde o saatte müthiş bir tezahürat yapmıştık iskele meydanında...Sabahın o saatinde belediye otobüsleri daha çalışmaya başlamadığından, kimimiz özel arabalarla, kimimiz taksilerle, kimimiz minübüslerle ama büyük bir çoğunluğumuz "yürüyerek" halkapınarın yolunu tutmuştuk...evet yanlış okumadınız "yürüyerek"... STADA GELİŞ Stada geldiğimizde , daha önceden gazetelerinde yazdığı gibi çok geniş çaplı bir güvenlik vardı.O saatte onlardan da en az bizim kadar insan vardı stadda, ancak polis iki takım taraftarlarının olası bir sıcak temasını önlemek amacıyla araya büyük bir tampon bölge oluşturmuş , Çınarlı tarafı bizim , Sanayi sitesi tarafı onların olacak şekilde bölünmüştü stad etrafı , o saatte stada gelen bütün taraftarın hepsi kapalı tribün tayfasıydı , kendi kapılarımızın önünde sıra olup , bayrakların bulunduğu çantaları ve konfeti kolilerini kapıların en önüne yığmıştık, ben bizim kapalının Göztepe kapalı kapısına en yakın kapının en önündeydim , sırtım demir kapıya yaslanmış saatin on olmasını bekliyorduk, zira belirtildiği üzere kapılar saat onda açılacaktı, bu sırada da gerek bizim gerekse onların kapı kuyrukları dakika dakika uzayıp gidiyordu.Aradaki tampon bölgeden birbirimizi görebiliyor ve karşılıklı olarak sürekli atışıyorduk Göztepe lilerle...Yanlız o zamanın tribün muhabbetlerinde bir racon vardı , o da Atatürk stadındaki maçlarda "kapalının orta bölümünü" kapmak , orta bölümü kapan tribününde galibi oluyordu.Atatürk Stadı nın protokol tribünü o zamanlar şimdiki gibi aşağıdan yukarı kadar değildi , sadece aşağı kısımda yaklaşık beşyüz kişinin oturabileceği şekildeydi; üst taraf ise normal seyirciye ait bir bölümdü , işte bahsettiğim bu tribün raconu da bu üst tribün için yani kapalının ortası için yapılan bir mücadeleydi taraftarlar arasında...O yıl Göztepe ile bir çok maçta Atatürk Stadını paylaşmıştık, demek istediğim biz saat 12.00 de Muğlayla oynarken , onların maçıda saat 14.00 de İzmirspor la olabiliyordu ; yada bir başka hafta onlar saat 12.00 de Aydınspor la oynarken , biz saat 14.00 te Altınorduyla karşılaşabiliyorduk...Ortak oynadığımız bu maçların hiçbirinde Göztepe bizden "kapalının ortasını" alamamıştı , bu en önemli maçtada gelenek bozulmamalı ve "orta" yı yine biz almalıydık, dışardaki bütün konuşmamız bunun üzerine olup , ilk girecek olanlara büyük iş düşüyordu haliyle... YAŞANAN İLGİNÇ BİR OLAY Tribün kapılarının bir an önce açılıp saatin on olmasını beklerken , çok ilginç bir olay yaşandı.Polisin tampon bölge olarak ayırdığı asfalt zeminin orda ,baktık ki on kişi bizden on kişi onlardan ortalarında birkaç polis bir şeyler konuşuyorlar...Sonradan anladıkki bu elemanlar zaman geçirmek amacıyla bahsettiğim o tampon bölgede ona on maç öncesi taraftarlar arası bir maç yapmaya karar vermişler, poliste bunun havayı biraz yumuşatacağına inanmış olacak ki bu maça izin vermiş...:) Pankartların taşındığı çantalardan kaleler yapıldı ve iki ekip merdivenlerdeki ve sıradaki yandaşlarının büyük tezahüratı altında futbol oynamaya başladılar.Önceleri sakin giden maç karşılıklı goller ve tezahüratların etkisiyle giderek çığrından çıkmaya başlamış tekmeler havada uçuşuyordu.Tam bu esnada sıradaki Göztepe liler artık bize nazire yapmak için mi bilinmez , içerde asacakları bayraklarını tampon bölgedeki kendi kalecilerinin yanındaki alana atlas atlas sermeye başladılar, bir yandan bayraklarını açıyor bir yandan da seslerini yükseltiyorlardı.Bizim bayraklarımız kapılarımızın en önünde içerde açılmak üzere bekletiliyordu , yani kimse bu duruma misilleme yapmak amacıyla bayrak açmaya kalkışmadı.Şimdi gelelim asıl olaya , bizim taraftar topçulara ve taraftar kalecimize sıradaki taraftarlardan "gol" atma çabasını bırakıp topu sürekli olarak Göztepe taraftar kalecisinin yanına açılan atlas atlas bayrakların bulunduğu bölgeye atılması talimatları veriliyordu.Burada amaç topun o bölgeye gönderilerek o alanda bir mücadelenin başlatılması ve bayraklara mümkün olduğunca basarak zarar verebilmekti.Top bizim taraftar kaleciye geldiğinde , kalecimiz büyük bir isabet yüzdesiyle topu o alana degajlıyordu )) Aklıma geldikçe gülüyor o anları tekrar yaşıyorum... Sonra sonra şaşkınlar bizim bu kötüniyetimizin farkına vardılar ve taraftar topçular arasında itişmeler başladı.Daha sonra olaya kapı kuyruklarındaki diğer taraftarlarda karıştı, polisin araya girmesiyle olaylar büyümeden önlendi ama en aynalısından iki üç sarı kırmızılı dev bayrakta bu hengamede bizimkiler tarafından kapılıp parçalanıverdi:) SAAT 10.00 KAPILAR AÇILIYOR Saatler süren bekleyiş sona ermiş nihayet kapılar açılmıştı.Daha öncede belirttiğim gibi şimdi hedef "kapalının ortasını" kapabilmekti, polis aramasından geçen son hızla merdivenleri çıkıyor , kapalının ortasına akıyorduk , içerde ortayı kapma savaşı başlamıştı, polisin bizi geri püskürtme çabası sonuç vermedi ve "orta bölüm" tarafımızca yine alınmıştı.Bu bizim için bir zaferdi , tribün raconunun galibi her maçta olduğu gibi yine biz olmuştuk... Daha sonra gerek onlardan gerek bizden oluk oluk insan tribünleri kovanına giren arılar gibi dolduruyorduk, kapalının ortası bizim olduğundan bu tribünde onlardan bin kişi kadar daha fazlaydık, saatli kale arkası onların, Çınarlı kale arkası bizim olmak üzere eşit olarak alınmıştı, açık tribünde ortadan ikiye bölünerek iki takım taraftarları arasında paylaşılmıştı...Stadın her bölümü yeşil-kırmızı ve sarı-kırmızı bayrak ve flamalarla süslenmişti.Bizim bazı taraftarlar kapalının üstüne çıkarak , kapalının çatısından zemine kadar bir bayrak asmaya kalkışmışlar ancak polis buna izin vermemişti...Lütfen manzarayı gözünüzün önüne getirin , ortadan ikiye bölünüp gelin gibi süslenmiş bir stad ve iki takım taraftarlarının muhteşem korosu... MAÇ BAŞLADI HAYDİ KAF KAF Takım sahaya çıkarken konfetilerimizle adeta gökyüzünden yere akbulutlar iniyordu, bütün tribünler ve tribünlerin önü kar yağmışçasına bembeyaz olmuştu, aynı şekilde Göztepe tribünlerinin önüde konfetiden görünmüyordu... Bizim açımızdan beraberlik kötü bir sonuç değildi, ancak galip gelirsek şampiyonluğumuzu resmen ilan edip , turumuzu atacaktık, Göztepe nin amacı ise kesinlikle galibiyetti, aramızda bir puan fark olması ve bitime bu maçtan sonra sadece bir hafta kalması nedeniyle onlar için galibiyet kaçınılmazdı. Kadro olarak Göztepe bizden daha iyiydi , bizim olayı bu aşamaya bile getirmemiz gerçekten çok büyük bir başarıydı, ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim , o zamanı yaşayan herkes bilir , o yılki kadromuz gibi "ruhlu" "cansiperane oynayan" kısaca Karşıyaka ruhunu , Tribünün ruhunu sahaya yansıtabilen başkada bir ekibimiz olamadı zamanımıza dek... Maç bir orta saha mücadelesi şeklinde geçiyordu, ama tribünlerdeki heyecan kasırgasını anlatabilmek mümkün değil tabi...ilk yarıda libero oynayan Küçük Cihan adlı oyuncumuzun net gollük bir pozisyonu dışında , başakada dişe dokunur bir pozisyon yaşanmadı her iki kalede de, ikinci yarıda Göztepe bize nazaran kısmen daha atak oynadı , ama net gollük pozisyonları bir tane oldu, o pozisyonda da ne yalan söyleyeyim bütün tribünlerimizin soluğu kesilmişti, Göztepe tribünlerinin kaçan gol sonrası haykırışları ise hala kulaklarımda...Maçın sanırım 80 ile 85 inci dakikaları arasında yaşandı bu pozisyon ...Galatasaray-Arsenal UEFA kupası finalinde Tafferelin kurtarmış olduğu kafa vuruşu pozisyonunun aynısı bu maçta yaşandı...Göztepe li santrfor Sadullah ın kafa şutunu kalecimiz "Mastika Ali" inanılmaz bir şekilde kurtarmıştı; tarifi imkansız bir kurtarıştı, bahsettiğim Karşıyaka Ruhunun bir simgesiydi adeta...Daha sonraki dakikalarda başka bir pozisyon yaşanmadı ve maç başladığı gibi 0-0 sona erdi. Bitiş düdüğüyle birlikte bizim tribünler bayram yerine dönmüştü , şampiyonluk için önümüzde sadece "kümede kalmayı garantilemiş" bir rakip kalmıştı " Bandırmaspor"... Göztepe tribünleri ise olanca hızıyla ve sessiz bir şekilde boşalıyordu... KARŞIYAKA YA DÖNÜŞ Tüm taraftar istediğimizi elde etmiş olmanın sevinciyle semtimize doğru akmaya başlamıştık, Karşıyaka da yer yerinden oynuyor , sahildeki balkonlarda yeşil kırmızılı bayraklar , herkes zafer çığlıkları atıyordu.Ama herşeyin bitmediği bilinciyle sevinç gösterileri geceye kadar sürmedi.Herkes önümüzdeki hafta sonu Bandırma maçına kilitlenmiş , Bandırmaya neyle gideceğinin planlarını düşünmeye başlamıştı... O yıl ne yazık ki biz şampiyon olamadık ve Bandırma da büyük bir trajedi yaşadık...Bandırma deplasmanının ayrıntıları "Efsane Bandırma Treni" adlı yazımda bulunmakta..:( Dilimin döndüğünce 80.000 kişinin tanık olduğu bu unutulmaz maçı anlatmaya çalıştım, o zaman ki ruhu ve Karşıyaka heyecanını kelimelerle ifade edebilmem imkansız takdir edersiniz...Şimdi en büyük dileğim 1980 Ruhunun tekrar geri gelmesi , o birlikteliğin , o Karşıyaka için yapılan paylaşımcılığın tekrar dirilmesi...Bunu yapacak gücümüz her zaman var ve varolmayada devam edecek...Kutsal Topraklar Adına... "NEREDE O ESKİ GÜNLER , O ŞEVK , O HEYECAN BU GÜLERYÜZLÜ ADAM BEN DEĞİLİM SEN ŞAMPİYON OLAMAZSAN"
 
Göztepe -Beşiktaş Türkiye Kupası

 Soğuk bir kış günüydü. Yine sabah her zamanki gibi kalktım giyindim ve okulun
yolunu tuttum. Bugün çok farklı olacaktı. Çünkü Göztepemiz Türkiye kupası 2.
tur maçında Bjk ile karşılaşacaktı.Ve BEN KAFAYA KOYMUŞTUM BİR KERE BU
MAÇA KESİNLİKLE GİDECEKTİM. Geceden Gantama göztepe formamı koymuştum. Atkımise her zamanki gibi boynumdaydı. Yolda giderken devamlı dua ediyordum.İnşallah bugün okullar tatil olur diye. Ama hevesim kursağımda
kaldı.Çünkü okul yine açıktı.Artık başka çarem kalmamıştı. Okuldan öğle
tatili arasında kaçaçaktım. Çünkü maç saat 13.30'da başlayacaktı (saatten tam
emin değilim ama o civarlarda olması gerekiyor). Sınıfa gelince gözlerime
inanamadım. Sınıftaki bütün Göztepeli arkadaşlarım atkılarını, formalarını
almaşlar onlarda maça gitmeyi düşünüyorlardı. İçimden artık bu iş oldu kesin
maça gidiyoruz diye geçirdim.Öğle tatili olunca 10 kişi birden okuldan
kaçtık ve Alsancak stadının yolunu tuttuk. Ama yinede bir sorun vardı. 2
arkadaşımızın yanında bilet alacak kadar para yoktu. Ama Göztepe diyince akan sular dururdu benim için. Hemen eve koşup önceden birirktirdiğim 40 milyonu alıp stada geri geldim. Önümde 2 seçenek vardı.Ya 20 milyon verip ben kapalıya gircem diğer arkaşımların balkano yada hepimiz birden balkano
girecektik. Seçim yapmak hiç zor olmadı ve hepimiz 2 polis kontrolünden sonra
balkon türbinüne girdik. Trbüne girer girmez hepimiz hayretler içinde
kaldık. açık türbinde 1000-1500 civarı Bjkli varken Göztepeliler kapalı
ve balkon tirbünlerini neredeyse tamamen doldurmuşlardı. Sonunda maç
başladı. Fakat maçı Bjk Veysel'in attığı golle 1-0 kazanmıştı. Bizim de verilmeyen bir penaltımız vardı.Maç sonunda futbolcularla birlikte çektiğimiz Göz Göz ile stad inlerken Bjkliler şaşkın şaşkın bizlere
bakıyordu.Yenilmiştik ama ezilmemiştik...

 
Çanakkale - Konya Spor

Gelelim Çanakkale Maçına
Bizim en olaylı maçlarımızdan biride Çanakkale macıdır.

Bu maçta çok insan yaralandı bizdende vardı, Çanakkale taraftarındanda.
Hatta bir Çanakkaleli ölümden döndü. Sol böbreğini ameliyatla aldılar.Az kalsın ölüyordu.

Neyse maça gelelim
Evet yine o sezon Şampiyonluğa oynuyoruz o zamanlar Kombassan Konyaspor olarak liglerdeyiz. Tabiri caizse para çok huzur yok hesabı yani para su gibi akıyor ama başarı yok. Neyse biz o gece akşamı bayramın 2.günüydü zannedersem 12 otobüs yola çıktık bu maçta rahmetli RECEP KUM da vardı.
Akşam otobüsler hareket edeceğinde recep gelmemişti. aslında gelmek istiyordu ama yengeden izin alamamış. neyse yola çıktık biraz gittik biri dedi abi recepsiz olmaz. Baktım herkes öyle diyince Şoföre dönecez recebi evden alacaz dedim. 30 km falan gitmistik Şoför zaten bizim gibi çatlak. Gidelim onsuz muhabbet olmaz tamam dedi biz bismillah dedik donduk direk recebin evine 1 otobüs vardık adamın evinin önüne. bastık kornaya bir baktık recep yengeyle balkonda neyse recep bize bağırıyor ben gelmeyecem ama yengenin arkasındanda gelin diye çaktırmadan hareket ciziyor. Neyse çıktık yukarı yenge bana kızıyor Murat sen bunu yoldan çıkarıyon. Bende diyorum kim kimi yoldan çıkarıyor içimden gülüyom neyse zorla izin aldık.
Recep baba takım elbiseli bindirdik otobüse çıktık yola tabi aradan 1 saat geçti diğer otobüsler baya yol aldı. neyse başladık otobüste muhabbete derken vardık Çanakkale ye sabaha karşı.

Gidelim bir yere oturalım dedik. Gittik bir kahveye oturduk.
Birde Çanakkale’yle dostuz güya dostlukta Konya’daki 1.lige çıkma maçında bizimkiler onları desteklemişlerdi. O yüzden dost zannediyorduk onları.
Neyse maçın başlamasına yakın biz stadın yolunu tuttuk. Bizden önce giden arkadaşlar ufaktan Dardanelli taraftarlarla hafif bir sıcak temas yaşamışlar. Orda belliydi olayların çıkacağı.
Maç başladı derken çok güzel top oynuyoruz ama dardanel bir gol attı. Derken ilk yarı öyle bitti ikinci yarı başladı tam hatırlamıyorum ama 75. dakikada falan biz 1-1 yaptık. Mac böyle bitecek derken şimdiki bjk 2,kalecisi murat bizim kaleciydi. dakika 90+2 falandı aut kullanıyordu topa geldi bir vurdu ayağı yere çaktı ve top adamların önüne düştü ve geldi vurdu gol oldu biz 2-1 mağlup olduk.

Ağlayan inleyen sahaya atlayan ekmek bıçağı çeken ne ararsan vardı. Zaptedemiyorduk bizimkileri herkes çıldırmış gibiydi.
Kazasız belasız şu Konya ya bir varsak dedim. Bizi bindirdiler Otobüslere çıktık yola tabi orda polislerle birbirimize girdik sırtıma yediğim joplardan yemin ederim koltuğa yaslanamıyordum. Aşşağı inipte bizim tayfaları toplamak ve onları korumak için yiyiyordum bu jopları. Bir yandanda önüme gelene kayıntı oluyordum
Neyse yola çıktık dedim oh ama ne bileyim esas olayın Lapseki de çıkacağını neyse biz yola devam ediyorduk bir baktım yanımızdan bir minibüs geçti. El kol hareketleri derken bizim ilerideki otobüslere tel açtık taşladı otobüsü bizim öndeki otobüslerdeki arkadaşlar.
Bunlar cavlayıp gitmişler bizden 20 km uzaklıktaki Lapseki ilçesini ayağa kaldırmışlar.
Bir vardık girişe telim çaldı. Bizim pota, murat sakın durmadan geçin diyor onları taşlamışlar onlar basmış geçmiş. Ama adamlar bizleri bekliyorlar plakayı almışlar eyvah dedim en sonda biz kaldık.
Neyse vardık bir baktım tam geçeceğimiz yerde kahveler var en azından 1000 kişi bizi bekliyor. Eyvah dedi şoför durdu. Ne yapacaz murat dedi. Abi durursak bizi yerler dedim geçecen hız olmasa dedim yara almayız. Tamam dedi otobüsün sağ tarafındaki herkesi sol tarafa aldık. Bas abi kimse kafasını kaldırmasın dedim daha demeye kalmadı bir gurultu koptu otobüsün sağ tarafı iptal camlar nasıl patlıyor yüzümüze. O anda şoförde taş yedi ondan sonra tam ortalarında durduk.
Baktım olacak gibi değil bizimkiler inmeye başladı. Sakın emanet olayına girmeyen dedim demeye kalmadı herkes aşşağıda saldırıyor indik artik baktım teker teker yara alıyoruuz dedim herşey serbest demeye kalmadan emanetler çıktı dalan dalana baktım adamlar geri almaya başladılar derken tabi bizimkiler çakıyor önüne gelene içimden diyorum poku yedik inşallah ölüm olmaz.
Baktım biri beni kaptı çekiyor içeri doğru 3 veye 4 kişiler vuruyorum kurtulamıyorum en son hasan (dizo ) geldi abi demeye kalmadı agzının ortasına elim kadar taş yedi. Çenesi sağa kaydı nasıl kan akıyor bir görseniz.
Sonra bende film kopmuş elime ne gelirse artık vuruyorum dalıyorum.
En son recebi gördüm Çanakkalelilerin tarafına geçmis yapmayaın ayıptır diyor.

Yani kendini onlar gibi yapmış takım elibisede varya baktım recebe olacak gibi değil oda bizim otobüse doğru koşmaya başladı. Oda dalıyor Çanakkalelilere neyse biz kendimizi otobüse attık dedim şoföre bas biraz gittik Polis geldi a.q iş işten geçmiş çekti bizi kenara yemin ediyorum nefes alamıyorum o anda kalbim duracak gibi oldu neyse bizi indirdiler bekletmeye başladılar. Çaktırmadan emanetleri atın dedim. Tabi herkes bir yandan da emanetleri atıyor zuladan neyse otobüse oturduk bir baktım Emniyet Amiri geldi içeri girdi sıçtım ulan ağzınıza dedi.
Ne oldu dedik biri karnından yara almış şu an ameliyatta diyor eğer ölürse süründürecem diyor sizi bunu kim yaptıysa ortaya çıksın yoksa hepinizi mahkemeye alacam diyor
Neyse bizde çıt yok. dedim kimse konuşmasın derken hayatında ilk defa deplasmana gelen bir arkadaş var pazarda sebzecilik yapıyormuş o atladı dedi ne var be bize onlar saldırdı; derken orda bir Çanakkaleli işte vuran çocuk buydu dedi.
Ne oldu demeye kalmadan kaptılar Çocuğu götürdüler o arada bizim apalı gili 10 kişi falan hastaneye götürdüler yaralı olanlar vardı. Bizde hasan falan bunlar gitmiş hastaneye apalı anlatıyor abi diyor hasta bakıcı hastanenin koridorlarını paspasla zor temizliyor diyor telefonda tabi vurulanların akrabaları bizimkilere saldırıyorlar hastanede bizimkiler geri yaparmı tabi hastanede yine olay sarkmalar filan neyse hastaneye gidenler orda kaldı. Bizi götürdüler baktık otobüste gidecek hal yok öteki otobüsü geri çevirmişler bizi bindirdiler o otobüse. Otobüs oldu 70 kişi neyse biz diyoruz arkadaşlarımız ne olacak onlar gelecek diyorlar.

Ama umudumuz yok tabi yine recep devrede miletvekili oldu arıyor karakolu adamlar tırstı. Diyor onları bırakmazsanız kendinize yer beğenin diyor en sonunda saat sabah 4e yakın bizimkeleri bıraktılar.

Ceplerinde para yok Konya ya gelemiyorlar biz vardık hemen Konya’dan biletlerini ayarladık bindiler geldiler sonra o hayatında ilk defa maça gelen arkadaş mahkemeye çıktı. Tutuklanarak ceza evine koydular çocuğu. 5 ay yattı Çanakkale de. Bizde Konya da avukatlar tuttuk sonra kurtuldu ama boşu boşuna 5 ay yattı.
O vurulan Çanakkaleli çocuğun böbreğini aldılar kan parası verdi klüp o çocuga yani sakat kaldı ve işte böyle bir daplasmandan da gelmiş olduk.
En Kanlı deplasman olarak tarihe geçmiştir.
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol